Kilolu olmak insan anatomisine uymuyor
Hepimizin ortak sorunlarından biri fazla kilolar. Karın bölgesinde, basenlerde ve çene altında kendini belli eden, yemesi son derece keyifli yiyecekleri tükettikten sonra pişmanlık duyulmasına sebep olan kilolardan bahsediyoruz. Hani hepimizde olan ama bir türlü kabul edemediğimiz kilolar…
Her şeyden önce şunu belirtmekte fayda var: fazla kilolar hiçbir canlının anatomisine uymaz. Zaten doğada yaşayan diğer canlılarda obezite gibi bir problem görmek mümkün değildir. Hepsi acıkınca ve ihtiyacı kadarını yer. Fazlasını ya diğer canlılarla paylaşır ya da mümkünse sonrası için saklar. İnsan ise, özellikle sanayi devriminin ardından üretimin giderek kolaylaşması ve emek yoğun işlerin seneler içinde azalması sebebiyle obezite tehlikesiyle baş başa kaldı. Yiyecek bolluğu, alınan kalorinin yakılamaması gibi sebeplerle insan vücudunda yağ birikimi oluşmaya başladı. Yalnızca dışarıdan da değil, karaciğer ve kalp gibi iç organların yağlanması birçok farklı hastalığın da önünü açtı.
Dünya üzerindeki varlığımıza avcılık ve toplayıcılık ile başladığımız için vücutsal faaliyetlerimiz de bu şekilde gelişti. Binlerce yıl bu şekilde devam ettikten sonra, özellikle son yüzyılda yaşanan yaşam standartlarındaki değişime vücudumuz ayak uyduramadı. Kırda bayırda av peşinde koşan, toprak çapalayan insanlardan masa başında klavyeye dokunarak para kazanan varlıklara dönüştük. Oturdukça da enine büyümeye başladık.
Kilo vermede egzersiz ve beslenme alışkanlığı ilişkisi
Kilo vermek için birçok seçenek var. Aslına bakılırsa ortalık spor salonu kaynıyor. Son 5 senede iyice kıymete binen spor salonları, hemen hemen her semte kuruluyor. Gençler ve beyaz yakalı dediğimiz özel şirket çalışanları, bu tür spor salonlarına rağbet gösteren kitle olarak görülüyor. Spor salonlarının yanında, genelde kadınların tercih ettiği diyetisyen ve beslenme programı ile zayıflama da bir seçenek olarak beliriyor.
Aramızda fazla kilolarını aç kalarak verebileceğini düşünenlerin, aç kalmadan evvel kesinlikle bir diyetisyene görünmesi gerekiyor. Her ne kadar aç kalarak kilo verebileceğimizi düşünsek de aç kalınan zamanın ardından alınan kaloriler, vücut tarafından aç kalma ihtimaline karşı depolanarak daha fazla kilo alınmasına sebep oluyor.
Dolayısıyla diyetisyenin hazırlayacağı bir programa uymak kilo vermek için çok daha faydalı. Fakat bunların hiçbiri tek başına yeterli değil. Zaten kabul edelim, hiçbirimiz bunlardan yalnızca birini yaptığımızda kendimizi tam olarak veremiyoruz. Yıllık aidatını ödediğimiz spor salonunu ikinci ayda bırakıyoruz. “Bu sefer kesin kilo veriyorum” diye aldığımız diyet programını, baklava ile ilk karşılaşmamızda bozuyoruz. Bize gereken, ‘beslenme programı ve egzersizi aynı anda devam ettirerek kilo vermek’. Uzmanlar da özellikle bu yolu tavsiye ediyor ve bu şekilde verilen kiloların, geriye çok daha zor alındığını belirtiyor.
Juice Planet