Doğru beslen, organlarını koru, daha uzun yaşa!
Hiç düşündünüz mü “Can boğazdan gelir” sözünün gerçek anlamını? Kastedilen “Ne bulursan ye” olmamalı değil mi?
Sağlıklı beslenmenin insan ömrünü uzattığı artık herkes tarafından çok iyi biliniyor. Her şeyi yemek bir yana, artık birçok şeyi tüketmememiz gerektiğinin de altı çiziliyor. Şimdi tüm yorumlarda özellikle vurgulanan: “Can boğazdan gider” …
Yaşamsal fonksiyonların devamında en önemli işlevi ise organlarımız üstleniyor. Hepsinin genel vücut sağlığına hizmet eden ayrı görevleri var. Birisi tam çalışmazsa tüm mekanizma bundan etkileniyor. Sağlıklı beslenme, daha da önemlisi etki ve yararını bilerek bilinçli beslenme ile vücudumuzdaki organları koruma altına alabilir, uzun yıllar sağlıkla işlevlerinin devamını sağlayabiliriz.
Nasıl mı?
Vücudumuzdaki zehirli maddeler, toksinleri arındırma gibi görevi olan Karaciğerin işlevini yerine getirebilmesi için beslenmemiz çok önemli! Avokado, doymamış yağ içeriği yüksek bir meyvedir. Böylece kanda kolesterolün yükselmesini önler. Ayrıca tıpkı karaciğerimiz gibi vücuttaki toksik maddeleri arındırıcı özelliği vardır. Yapılan çalışmalar sonucu avokadonun karaciğeri galaktozamin gibi toksinlerden koruduğu görülmüştür. Limon, vitamin ve mineral içeriğiyle karaciğeri toksinlerden arındırır. Ayrıca hücrelerin yenilenmesine de yardımcı olan ve antioksidan özelliği olan C vitamini yönünden zengin bir meyvedir. Şeker ve yağ emilimini düzenleyerek karaciğerin yükünü azaltır, aşırı çalışmasını önler.
Karaciğer sağlığının korunması için kolin içeren besinleri de aklımızda bulundurabiliriz. Kolin, karaciğerden yağın ayrılmasını sağlar, yani vücutta bulunan kolesterol ve trigliserit düzeyleri açısından önemli etkiye sahiptir. Kaynaklarına da yumurta, kırmızı et, taze fasulyeyi örnek verebiliriz.
Sağlık için bağırsaklarımızın doğru bir şekilde ve düzenli olarak çalışması önemlidir. Bağırsakların yapısının korunması ve düzenli çalışması için akla ilk gelenler; probiyotikler ve posa içeriği yüksek olan besinlerdir. Kefir; B12 vitamini, kalsiyum, magnezyum, folik asit ve probiyotik açısından zengin bir besindir. Özellikle bağırsak enfeksiyonlarına karşı çok etkilidir. Bağırsakta oluşan zararlı bakterileri öldürür, bağırsakların sağlıklı çalışmasını sağlar. Kabızlık gibi sorunlarda da kullanılabilir.
İncirin, vitamin ve mineral içeriklerinin yanında, lif içeriği ve antioksidan özelliği de vardır. Kış mevsiminde ulaşılabilirlik açısından kolay olması için de kuru inciri ele alabiliriz. Lif içeriği yüksek olduğundan kabızlıkta kullanıma uygundur, bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar. Ayrıca bağırsaktaki probiyotik bakterileri koruyucu özelliği de vardır.
Çörek otu; vücudumuzun en önemli sistemini oluşturan bağırsaklarımızın sağlığı açısından önemlidir. Bağırsak florasını sağlıklı hale getirerek bağırsak rahatsızlıkları üzerinde olumlu etki gösterir. Ayrıca savunma sistemini dengeler, kan şekerini düşürür, yara iyileşmesi ve hücre yenilenmesini hızlandırır, hazmı kolaylaştırır.
Beyin gelişimi için Omega-3 ve B6 Vitamini
Yeterli ve dengeli bir menü sağlandığında, kan şekeri dengede tutulduğunda beyne giden sinyaller sağlıklı bir şekilde iletilir. Omega-3 yağ asidi, beyin ve kalp gibi organların sağlığı açısından önemlidir. Vücudumuz tarafından üretilmediğinden besinlerle ihtiyacın karşılanması gerekir.
Ceviz, keten tohumu, somon önemli omega-3 yağ asidi kaynağıdır. Sağlıklı bireylerin haftada en az iki defa balık tüketmeleri beyin gelişimi açısından önemlidir.
B6 vitamini, santral sinir sisteminin gelişimi açısından önemlidir. Bu nedenle beyin gelişimini ve bilişsel fonksiyonları etkileyebilir.
Muz, B6 vitamini içeren faydalı bir besindir.
Aldığımız besinlerin antioksidan içeriğinin arttırılması da bilişsel işlevleri olumlu yönde etkiler. Yani E ve C vitaminlerinden zengin bir besin, antioksidan içeriği nedeniyle beyin gelişiminde faydalı olacaktır.
Keçi boynuzu, içerdiği lif sayesinde midenin kuvvetlenmesine yardımcı olur. Midenin sağlıklı ve düzenli bir şekilde görevini yerine getirmesinde yardımcıdır. Serbest radikaller hücre membranına zarar verdiği için antioksidan olan keçiboynuzu tüketilebilir, mideyi koruyu özelliği vardır.
Yoğurt; sindirime yardımcı olan ve mideyi koruyucu özelliği olan bakterileri içerir, probiyotiklerin zengin bir kaynağıdır. Ayrıca yoğurda nane eklenerek mide sağlığını koruyucu besin, zenginleştirilmiş olur. Nanenin ülsere ve mide yanmasına iyi geldiği de bilinmektedir.
Dereotu; kalsiyum, manganez, demir, magnezyum, A ve C vitaminleri açısından zengin olup iyi bir lif kaynağı olarak gösterilebilir. Mide ve bağırsak gazlarını önleyerek sağlığımıza katkı sağlar.
Ağız ve Diş Sağlığı için Kalsiyum, fosfor ve flor alımına özen gösterin
Peynir, süt, yoğurt, yağlı tohumlular, tavuk, et, kurubaklagil gibi protein kaynağı yüksek besinler ağız ve diş sağlığının korunmasında tercih edilmelidir. Şeker oranı yüksek olan yiyecekler ve içecekler diş çürüklerine ortam hazırlayacağı için kullanımı kısıtlanmalıdır. Besin olarak koyu yeşil yapraklı sebzelerin tüketimi ağız sağlığı açısından yararlıdır.
Parlak ve canlı bir cilt sizi genç ve sağlıklı gösterir
Cildin elastik yapısının korunması açısından vücuda alınan omega-3 yağ asidi önem taşımaktadır. Bu nedenle balık tüketiminin önemi bir kez daha vurgulanmaktadır. Cilt sağlığının korunmasında etkili olan vitaminlere A ve E vitaminleri örnek gösterilebilir. A vitamini kaynaklarına; Trabzon hurması, havuç, kayısı gibi besinler sıralanabilirken E vitaminine de badem, fındık, ceviz gibi besinleri söyleyebiliriz.
Ananas, içeriğindeki enzimler sayesinde cildin pürüzsüzlüğünü ve vücudumuzdaki ödemi atmak için etkili bir besin olduğu söylenebilir. Her şeyden önemlisi cildimizin sağlığı için su tüketimi çok önemlidir.
Diyetisyen Buket Adanç